İLHAM VERENLER

​

​

İnsanlık tarihinde yaratıldığımız ilk günden günümüze kadar binlerce olay gerçekleşti, binlerce şey değişti. O günden bugüne değişmeyen tek şeyse her zaman daha ilerisine gitmek istememizdi. Tutkuyla bağlı olduğumuz bu arzu araştırmayı, sorgulamayı, merak etmeyi öğretti. Cebimizden hiç çıkarmadığımız bu öğretiler, sahip olduğumuz bilgileri de beraberinde getirdi. Peki nasıl oldu da merakımız hiç tükenmedi, bunca şeye rağmen bitmek bilmedi? Yoksa merakı besleyen birileri mi vardı?

​

​

Evet, vardı. Tarih boyunca var olan merakı besleyen, koca bir şelale vardı. Kaynağı yine merak olan, gürül gürül akan bir ilham şelalesi…

İlham, anlamı esinlenmek diye geçse de maneviyatı daha fazla olan derin bir kelimedir. İnsanı olmayanı üreterek bir ilk olmaya, alanında yenilikler oluşturmaya heveslendirir. Ya da var olanı tarihin tozlu sayfalarına gönderecek kadar güncellemeler getirmeye.

​

Kendini her gün güncelleyen eczacılıkta ilhamdan nasibini alarak çeşit çeşit şifa keşfetmiştir. Kimi zaman “bunun bir yolu olmalı” diyerek aşı üretip hastalıkları ekarte etmiştir kimi zaman da “neden olmasın” diyerek doğada ki bitkileri inceleyip tedavi seçenekleri sunmuştur. İnsanlık var olduğu sürece ilhamla beslenmeye de devam edecektir.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​